.İç Ortam Hava Kirleticileri

iç ortam havası, insan sağlığına farklı biçimlerde zararlar verebilen, gözle görünen ve görünmeyen sayısız kirleticiler içermektedir. iç ortam havası kirleticilerini, partiküller ve gaz, duman ve kötü kokular olmak üzere iki farklı grupta ele almak doğru olur.

1- Partiküller

Partiküler kirlilik, havada bulunan  katı ve sıvı zerreciklerin oluşturduğu kirlilik anlamına gelmektedir.  Partiküler kirlilik iç ortamlarda, dış ortamlara göre daha fazladır. 10 mikrometreden daha küçük çaptaki partiküller havada kolayca asılı kalıp ciğerlerimizin  içine rahatlıkla nüfuz ederek  ciddi sağlık problemlerine sebep olabilirler.

Partikül Madde Kirliliği (PM) : Partiküllerden kaynaklanan kirlilik anlamına gelir. Hava Kalite indeksi, partikülleri 2.5-10 mikron arası ve 2.5 mikrondan küçük olmak üzere iki farklı grupta sınıflandırmıştır. 2.5 mikrondan daha küçük olan partiküller yalnızca elektron mikroskobu ile görülebilirler ve ince Partikül (PM 2.5) diye adlandırılırlar. Örneğin; yangınlar sonucu oluşan minik kirletici zerrecikler, otomobil egzozlarından çıkan kirleticiler, sigara dumanı, mutfaklarda yapılan kızartma ve ızgara sonucu oluşan partiküller bu sınıfa girerler. 2.5-10 mikron arasındaki partiküller ise Kaba Partikül (PM 10) diye adlandırılmaktadırlar. Bu gruba da yollardan kalkan tozlar ve tekstil, kumaş lifleri örnek olarak verilebilir. Aşağıdaki tabloda partikül madde kirliliği ile ilgili Hava Kalite indeksi (AQI) görülmektedir.

Havada asılı kalabilen  partiküllerden  toz ve sigara dumanı gibi inorganik kirleticiler aerosol olarak tanımlanırken; bakteri, virüs, küf ve akarlar gibi organik kirleticiler de biyoaerosol olarak tanımlanmaktadırlar.

Partikül Kirliliğinin Sağlığa Etkileri

Soluduğumuz havada bulunan çapı 10 mikrondan küçük partiküller solunum yollarımızdan rahatlıkla girerek çeşitli zararlara sebep olurlar. Özellikle 2.5 mikrondan daha küçük partiküller akciğerlerimizin derinlerine kadar nüfuz edebildikleri için ciddi sağlık problemlerine sebep olabilirler. Çok küçük partiküller kan dolaşımımıza da geçebildiklerinden uzun süre sonunda da etkileri ortaya çıkabilmekte, astım gibi mevcut  sağlık problemlerini şiddetlendirebilecekleri gibi kalp ve solunum hastalıklarında da çeşitli zararlı etkiler gösterebilmektedirler.  Sigara dumanında bulunan çeşitli maddelerin ve asbestin kansere sebep olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Normal bir insan günde 20.000’in üzerinde soluk alıp verir ve her nefesle vücuda binlerce partikül girmiş olur. Burun ve sinüsler havayı filtrelemeye  yardımcı olurlar. Eğer ağzımızla hava alırsak ciğerlerimize geçen partikül sayısı da artacaktır.

  • PM 10   : Burun tıkanıklığına sebep olurlar. Boğaz ve soluk borusunda yanma ve gıcık yaparlar.

 

  • PM 2.5 : Büyük partiküllere oranla akciğerlere daha derinlemesine nüfuz ederler. Solunum yollarında tahrişe ve enfeksiyonlara sebep olurlar. Akciğer dokusuna zarar verirler.

Partiküler kirlilik için kalp veya solunum  rahatsızlıkları olanlar, yaşlıyetişkinler ve çocuklar hassas grup olarak nitelendirilir.
Hassas grupta olanlar hava kirliliğine maruz kalırsa göğüs ağrısı, kalp çarpıntısı, nefes darlığı veya yorgunluk hissedebilir. Astım gibi solunum rahatsızlıkları bulunanlar  bu kirletici partiküllere maruz kalmaları durumunda öksürme ve nefes darlığı çekebilir.  Sağlıklı insanlarda da benzer sağlık problemleri  gözlenebilir, fakat ağır sağlık problemleri  ortaya çıkmayabilir.

Partikül kirliliği, solunum yolu enfeksiyonlarına hassasiyeti artırabilir, astım, kronik bronşit gibi mevcut solunum hastalıklarını kötüleştirebilir, ilaç kullanımını ve doktor ziyaretlerini arttırabilir.

 

2 - Gazlar, Dumanlar ve Kötü Kokular

Gaz ve dumanlar kapalı ortamlarda genellikle yanma sonucu ikincil ürün olarak karbon monoksit, azot oksit, kükürt dioksit, kurum parçacıkları  olarak ortaya çıkabildikleri  gibi uçucu organik bileşiklerden  de (VOC) çevreye yayılabilmektedir.  Kapalı ortamlardaki havada bulunan  yüzlerce farklı çeşitteki uçucu organik bileşikler  sağlığımızı tehdit  etmektedir.

Formaldehit, izopentan, metilen, klorid ve toluen gibi bu bileşikler evlerdeki mobilyalarımızdan, temizlikte kullanılan kimyasallardan, duvar boyası ve kartonpiyer gibi binaları meydana getiren öğelerden, böcek ilaçlarından veya çöp kovalarından ortaya çıkabilmektedir.

Ofis ve benzeri diğer çalışma alanlarında uçucu organik bileşikler çalışanları huzursuz  ve hasta hissettirebilmektedir. Bunun sonucu olarak maddi kayıplar kaçınılmazdır. VOC ’ların meydana getirdiği kötü kokuların yanı sıra evcil hayvanlar ve insanlar da kötü koku kaynağı olabilmektedir.

Gizlilik ve Telif Hakları design & developed by TREDEAL.com